Samsun Avukat
Bize Ulaşın
05534084721
Boşanma davasında nafaka nasıl hesaplanır? 2024 Samsun Boşanma Avukatı
Boşanmada tazminat ve nafaka nedir?
1- Tedbir Nafakası: Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.
2- Maddî Tazminat: Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
3- Manevî Tazminat: Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
4- Yoksulluk Nafakası: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
5- İştirak Nafakası: Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.
Tazminat ve Nafaka ne şekilde ödenir?
Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Boşanma sonrası nafaka davalarında yetkili mahkeme neresidir?
Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri aile mahkemesi yetkilidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde bu görevi asliye hukuk mahkemesi üstlenecektir.
Evlilik sonrası nafaka ve tazminat davalarında süre nedir?
Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Bu süre resen hakimce dikkate alınmaz, karşı tarafça ileri sürülmesi gerekecektir.
2024 yılı nafaka miktarı ne kadardır?
Nafaka miktarı hakim tarafından gerekirse bilirkişi vasıtasıyla tarafların ekonomik koşullarına ve birçok kaleme göre incelenerek hesaplanan bir tutardır. Net bir tutar veya oran kanunda belirtilmemiştir. Genel kanıya rağmen boşanma durumunda mağdur ve ekonomik konuda daha zor durumda olan erkek eş de nafaka ve yukarda sayılan diğer tazminat talebinde bulunabilecektir. Hakim nafaka miktarını belirlerken eşlerin alım gücüne, çalışan eşin gelir kalemlerine, tarafın ve çocuklarının yeme, içme , giyinme, barınma, eğitim, sağlık vb. birçok gider ve gelirlerine bakmaktadır. Tarafların tüm gelir ve giderleri ve yaşam şartları göz önünde bulundurularak bir nafaka miktarı belirlenmiş olacaktır. Ekonominin değişi ile gündeme de nafaka konusunda nafaka artırımı davası gelecektir.
Nafaka artırımı davası hakkında bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Nafakalar kaç yıl boyunca ödenmeye devam edilir?
1- Tedbir Nafakası, boşanma davasının sonuna kadar ödenen nafaka türüdür.
2- İştirak Nafakası , çocuğun 18 yaşına kadar ödenir. Çocuğun ergin kılınması, çocuğun evlenmesi , çocuğun veya nafaka borçlusunun ölümü durumunda kesilecektir.
3- Yoksulluk Nafakası, boşanma davasının bitimi ile başlayıp boşanan taraflardan birinin ölümü, yoksulluk nafakası alan tarafın yoksulluk durumunun sona ermesi veya bu nafakayı alan tarafın yeni bir evlilik gerçekleştirdiği süreye kadar devam edecektir.
Konu hakkında bazı yargı kararlarından kesitler:
2. Hukuk Dairesi E. 2015/4707 K. 2015/18961’e göre;
‘’…Davalı tarafından, tarafların boşanma davalarından önce 03.12.2012 tarihinde açılan tedbir nafakası davası(TMK. md. 197), boşanma davaları ile birleştirilmiştir. Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu bulunduğuna göre, davalı-davacı kadının, birleşen tedbir nafakası(TMK mad. 197) davasında da ayrı yaşamakta haklılığını kanıtladığının kabulü gerekir. Durum böyleyken davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasının da kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…’’
2. Hukuk Dairesi E. 2007/16716 K. 2007/17433’de yer alan Yargıtay kararları;
‘’…TMK m. 182 f. II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. O halde iştirak nafakasını velâyetin kullanılması kendisine “verilen eş” isteyebilir. Başka bir anlatımla davacının velâyetin kullanılması kendisine “verilen eş” olması dava şartıdır…’’ (Y2HD, 8.6.1999, 5599-6453)
‘’…İştirak nafakası velayete ilişkin hüküm kesinleştikten sonra infaz edilebilir duruma gelir. Bu husus üzerinde durulmadan dava tarihinden geçerli olacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. (Y2HD, 17.12.2002, 13026- 14176)…’’
‘’…Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen davacı eşin küçük E. M. Polat için bakım ve yetiştirme masrafı yapması ahlaki bir görevin yerine getirilmesi mahiyetinde olup Borçlar Kanunu m. 62/son fıkrası gereği talep edilmesi dahi mümkün değildir…’’ (Y2HD, 25.11.1993, 10530-11334)
3. Hukuk Dairesi E. 2012/15632 K. 2012/21942’ye göre;
‘’…Yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının kesinleştiği tarih itibariyle hüküm ifade eder. Kaldırılması talebi de ancak yoksulluk nafakası kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren istenebilir. Her ne kadar yargılama sırasında yoksulluk nafakası kararı kesinleşmiş ise de, her dava davanın açıldığı tarihteki koşullara bağlı olup, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının açıldığı tarihte ortada kesin hükme bağlanmış yoksulluk nafakası kararı bulunmadığına göre, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir…’’
Hukuk Genel Kurulu E. 2010/614 K. 2010/597’e göre;
‘’….Yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır…’’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998 gün ve 1998/2-656-688; 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95; 16.05.2007 gün ve 2007/2-275-275; 11.03.2009 gün ve 2009/2-73-118 sayılı kararlarında;
“…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim” gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların “yoksul” kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir…’’
Samsun boşanma davası avukatı
Samsun boşanma avukatı